Basına ve Kamuoyuna;
06.02.2023 TARİHİNDE ÜLKEMİZİN DOĞUSUNDA TOPLAM ONBİR İLİMİZİ ETKİLEYEN, KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ DEPREM FELAKETİ GERÇEKLEŞMİŞTİR.
Ülkemizin yaşadığı en büyük doğal felaket olarak tarihe geçen büyük deprem;
Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa olmak üzere toplam on bir ilimizde büyük kayıplara neden olmuştur.
Ülkemizde geçmişte yaşanan depremlerin tamamında olduğu gibi 6 Şubatta yaşanılan depremlerde de maalesef çok fazla kaybımız var.
Yaşanılan depremin büyüklüğü tartışılmaz,
Fakat, yine diğer depremlerde de olduğu gibi, deprem neden olmasına rağmen, insanlarımızı binalar ve ihmaller öldürdü.
Her seferinde tekrarlanan ve tekrarlanmaya devam eden ihmaller, topluma hep kader olarak sunuldu.
Tüm ülke olarak birlik ve beraberlik içerisinde bölge halkımızın yaralarını sarmaya çalışsak da felaketin bıraktığı enkaz toplumsal öfkeyi de beraberinde getirmiştir.
Bölgedeki binaların büyük bir bölümünün enkaz haline gelmesinde birçok parametre etkin olmakla beraber,
- -Yapıların önemli bir kısmının imar aflarıyla yasal hale getirilen binalar olması,
- -Yerleşim bölgelerindeki zeminlerin taşıyıcı kapasitelerinin düşük olması,
- -İmar planlamalarında yeşil alan olarak ayrılan zayıf ve sıvılaşma tehlikesi olan zeminlerin sonradan imara açılması,
- -İnşaatlarda kullanılan Beton kalitesinin düşük olması ve kolon-kiriş boyutlarının ile demir donatılarının yetersiz olması,
- -Binaların yapıldığı dönemde yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak inşa edilmediği dolayısıyla proje ve uygulamada gerekli denetimin yapılmaması,
Gibi birçok, yapım- denetim- projelendirme eksiklikleri tespit edilmiştir.
Geçmişte ve günümüzde yaşanılan tüm bu felaketlere karşı hazırlıklı olmak, olası felaketlerde mal ve can kayıplarımızı en aza indirgemek bakımından;
ŞEHRİMİZDE,
- Kentsel dönüşüm çalışmaları, riskli yapılardan oluşan bölgelerin yenilenmesine yönelik yapılmalıdır.
- -Kentsel dönüşüm mevzuatı rant ve siyasi amaçlı kullanılıp, kentin önemli noktalarına müdahale aracı yapılmamalıdır.
- -Bölgemizde Dere yatakları, taşkın sahaları, sıvılaşma tehlikesi yüksek bölgeler ile heyelanlı arazilerin önemli bir bölümünün yapılaşmaya açıldığı bilinmektedir. (Çay mahallesi, Yeni mahalle, Kuzey yıldızı, Odun pazarı, Kuyu sokak, Zeytinlik mahalleri, Çatalarmut, Recep Tayyip Erdoğan bulvarı civarı vb. gibi)
Bu alanlarla ilgili üretilecek yeni plan kararı ve imar tadilatlarında bu husus dikkate alınmalıdır.
- -Heyelanlı alanların ve zemin sıvılaşma tehlikesi olan bölgelerin haritasının yeniden gündeme getirilip araştırılmaların derinleştirilmesi sağlanmalıdır.
BU BAĞLAMDA;
Geçmiş dönemlerde düzenlenmiş jeolojik etütler; son gelişmeler ve bilimsel esaslar çerçevesinde yeniden yapılmalı,
Odunpazarı ve Çatalarmut TOKİ konut bölgesine ait imar planları buna göre yeniden değerlendirilmeli, bilimsel verilere göre alınması gereken tüm tedbirler net olarak belirlenip, bu aşamada söz konusu bölgelerde yeni yapı ruhsatı verilmemelidir.
ÖZELLİKLE;
İki kez meclis gündemine getirilen ve komisyonlarda bekletmeye alınan büyük bir bölümünün heyelan bölgesi olduğu bilinen KÜRTÜN VADİSİ, imar planı düzenlemesi ile yapılaşmaya açılmamalıdır.
SAMSUN NAZIM İMAR PLANI, çoğunluğu parsel ölçeğinde olmak üzere önerilen yüzlerce ayrıcalıklı plan değişiklikleri ve alınan kararlar nedeniyle bir SALDIRI altındadır. Plan tadilatları ile getirilen farklı fonksiyonlar ise imar planlarının dengesinin bozulmasına neden olmuştur.
Bu bağlamda en son 1980 yılında ele alınan Metropolitan bütüncül kent planı, yeniden tümü ile ele alınmalı, bundan sonraki süreçlerde Nazım Plan Tadilatı taleplerinde Mekansal Planlar Yönetmeliği uyarınca öncelikle Kamu yararı ve kent bütünü üzerindeki katkıları esas alınmalıdır.
SAMSUN DEPREM MASTER PLANI İVEDİLİKLE düzenlenmeli, bu plan yeni Nazım İmar Planı hazırlanması sürecinde esas alınmalıdır.
Ülkemizde liyakatsizlik, disiplinsizlik ve otorite boşluğu ile yapılan siyasi müdahaleler, kamuda ve inşaat sektöründe olumsuz bir iklim oluşmasına neden olmuştur.
Bu kapsamda;
Bina inşaatlarında uygulamaların projesine, fen ve sanat kurallarına uygun sürdürülebilmesi için;
- -Proje ve uygulama sürecinde yer alan tüm bileşenler sürekli eğitime tabi tutulmalıdır.
- -Yapı Müteahhitleri için mesleki-kurumsal yeterlilik ve belgelendirilme sistemi yeniden düzenlenmelidir.
- -Yapı Denetim Yasası ve Uygulama Yönetmeliği, Mühendis ve Mimar odalarının da görüş ve önerileri dikkate alınarak yeniden hazırlanmalıdır.
- -Proje, Yapı üretimi ve Denetim süreçlerinde, anayasal kuruluş olan TMMOB ve bağlı odaların, yeniden etkin bir konumda görev alması sağlanmalıdır.
- -Mühendislik ve Mimarlık hizmeti bulunmayan kaçak yapılara karşı etkili denetim ve yaptırım uygulanmalıdır.
-Yerel yönetimler tarafından, kaçak yapılara para cezası verilmesi yerine, yıkım kararlarının uygulanması yoluna gidilmesi caydırıcı olacaktır.
-Kaçak yapılar, merkezi hükümetler ve yerel yönetimler tarafından siyasi destek ve gelir kapısı olarak görülmektedir.
Bu nedenle, kaçak yapılar çeşitli aflarla, üstelik Mühendislik ve Mimarlık hizmetleri ile denetiminden de muaf tutularak yasal hale getirilmektedir.
Benzer uygulamaların sonuçlarını, bu depremde ortaya çıkan mal ve can kayıpları ile bir kez daha acı bir şekilde tecrübe etmiş bulunmaktayız.
ÖZETLE VE ISRARLA ;
Ülkemizin bir deprem bölgesi olduğu gerçeğini unutmadan; depremin değil binaların, yanlış planlamaların geçmişte olduğu gibi bugün de binlerce insanımızı öldürdüğünü hatırlamalıyız.
Depremin yıkıcı gücü karşısında şehrimizde güvenli binaların ve sağlıklı bir çevrenin oluşabilmesi için, yukarıda ifade edilen görüş ve öneriler acilen dikkate alınmalıdır.
Saygılarımızla,
TMMOB MİMARLAR ODASI SAMSUN ŞUBESİ
|